Konya’nın merkezinde yer alan Alâeddin Tepesi ve Mevlâna Müzesi arasındaki ana aks, tarihi ve ticari yapıların olduğu yaşayan tarihi bir bölgedir. Bu ana yol, Konya kenti imar planının omurgasını oluşturmaktadır. Tarih boyunca da bu ana ulaşım aksı, ticari ve sosyal canlılığını bugüne kadar sürdüre gelmiştir.
Tarihi süreçten günümüze kadar bu ana aks üzerinde meydanlar, camiler, kamu binaları, yer yer çarşılar, hanlar, hamamlar, dükkanlar ve bankalar yer almıştır. Söz konusu bu binalar zaman içerisinde yapı olarak değişmiş, bazıları yol geçirmek için yıkılmış ve bazıları ise yeniden yapılmış olsa da fonksiyonları aynı kalmıştır. Ancak her ne kadar değişiklik yaşansa da değişmeyen tek şey ana ulaşım aksının varlığı olmuştur.
Ana aksın diğer bir ucu olan Mevlâna Türbesi ve Külliyesinin çevresini; tarihi-ticari mekanlar ile cami gibi yapılar oluşturmaktadır. Bunların en önemlisi de Mevlâna Külliyesi ve Aziziye Cami arasındaki yaya aksında yer alan tarihi ve ticari dokunun geçmişinde yer alan “Üzüm Pazarı” dır. Üzüm pazarının yanında bedesten, han ve tellal pazarı gibi tarihi ticari mekanlar yer almaktaydı. Üzüm pazarı; bulunduğu alanı çepeçevre saran bir dizi dükkân, konaklama yeri, iç avluda bulunan şadırvan ve beşik çatılı dükkanların dizili olduğu yerleşim alanını oluşturmaktaydı. Kentin tarihi ticari dokusu içerisindeki yerleşim yerleri, zamanla liberal ekonominin arzu ve hevesleri doğrultusunda dönüştürülerek yeni binalar yapılmaya ve yok olmaya mahkûm edildi.
Üzüm pazarının güneyinde ise, “Piri Mehmet Paşa Cami ve külliyesi” de yer almaktadır. Tarihi dokusunu koruması amacıyla Konya Koruma Kurulunca tescil altına alınarak özel proje alanı olarak ilan edilmiştir. Tarihi dokuda geleneksel mimari ve çevresiyle ilişkisini korunmak şartıyla, mimari koruma- yenileme hakkı sağlanmıştır. Bu doğrultuda 1995 yılında Karatay Belediyesi’nin talebi üzerine, mimari proje ekibi içerisinde görev aldığım projede; geleneksel dokuya uygun restorasyon ve yenileme yapılmıştır. Piri Mehmet Paşa Cami ve Külliyesiyle de bütünleşen ada bazında bir mimari proje hazırlanmıştır. Özel proje alanında, yöresel mimari özellikleri korunarak, tarihi dokuya uygun proje tasarlanmış ve uygulanmıştır. Bugün de bu çarşı ve cami hizmet vermektedir.
Geleneksel Konya çarşısı mimari özelliği taşıyan “Üzüm Pazarı” ise, dönemin yöneticileri ve liberal ekonomi çerçevesince yıkılarak, yerine 1982 de temeli atılmış ve 1988 yılında ticari faaliyetine başlayan “Mevlâna Çarşısı” yapılmıştır. Yeni çarşı, tarihi doku siluetini bozan zeminde iki katlı ticari dükkanların yer aldığı, alt iki katı galerili ve üst kata doğru azalan katlarda ofisleri bulunan kapalı çarşı projesi olarak tasarlanmıştır. Çarşı, yapıldığı dönemde sözde gelişmişliği ve çağdaşlığı simgeleyen iri kütleli, karakteri olmayan, kapalı otoparklı, çevreye kapalı ve hantal bir tasarım olarak gerçekleşmişti. Bölgenin bu sayede kalkınacağı ve ticaretin artacağı düşünülmüş. Ancak, Konya’nın belleğinde sadece iri, yamuk ve hantal kütleli bir yapı olarak iz bırakmıştır.
Sultan Selim Cami ve Aziziye Cami arasındaki tarih ticari dokuyu yok eden bu hantal yamuk yapı Konya’nın gündeminde uzun yıllar yer almıştır. Çarşıya “Mevlana” nın isminin verilmesi de üzücü, yanı sıra en büyük sorun Külliyeyi görsel baskı altına alması, onu gölgelemesi, örtmesi ve bulunduğu çevreyi yıpratmasıdır. Çarşıdan liberal ekonomi çerçevesince beklenen hedefi sağlanamadığı gibi, yapının kısa zamanda köhneleşmesi ve giderek çöküntü bölgesi haline gelmesi de cazibesini daha çok kaybetmesine neden olmuştur.
Zamanla çarşıdan beklenilen rantı artırma, ticari ve sosyo-ekonomik verimlilik sağlanamayınca da, yerel halk tarafından yıkım düşüncesi yıllarca söylem haline gelmiştir. Çarşının yıkılması için yöneticiler ve siyasiler de yıllarca vatandaşa vaatte bulunmuş ancak hiç kimse yıkım düşüncesini uygulamaya geçirememiştir.
Mevlâna çarşısı için yıllardır söylenip de bir türlü yapılamayan yıkım vaadi nihayet 2020 yılı sonunda gerçekleştirilmiştir. Külliye ve Aziziye Cami arasındaki tarihi bağ, nihayet gün ışığına çıkarılmıştır.
Konya’da tarihi ticari kentsel dokuda yapılan yanlışlardan sonra umarım dersler çıkarılabilmiştir. Artık bu şehre bundan sonraki süreçte kentsel mimari dokuyu bozan, anlamsız, emri vaki, keyfi projeler yapılmayacaktır.
“İnsan ne olduğunu bilir, ama ne olacağını bilmez…” William Shakespeare
Geçmişte yaşanan çaba ve gayretler sonucu hayal kırıklığı yaşatan Üzüm Pazarı alanı ve çevresi umarım tarihi karakteristik bir mimari tasarıma kavuşur. Büyük bir alanı kapsayan Üzüm Pazarı ve çevresi için, bundan sonra daha bütüncül, tarihi çevreyi ve kültürü de dikkate alan ve geleneksel ticari dokuyu koruyan bir proje yapılır umuduyla bekleniyor.
Doğru insan belli olur, sohbetinden, sözünden…
Doğruluk ayna gibi görünür, cemalinden, yüzünden…
Özü doğru olanın, sözü de doğru olur…
Zira kişinin, içindeki ne ise, dışına da o vurur… Hz. Mevlâna
Geçmişten ders alarak, geleceğe ışık tutmak arzusuyla… Sevgiler