Virüs salgını ve pandemi sonrası insan popülasyonunu nasıl bir yaşam bekliyor olacaktır? Sizce…
İnsan popülasyonu bugüne kadar doğaya çok zarar verdi. Pandemi sonrasında insanoğlu; çıkarcı, doğaya hükmeden ve hızlı tüketen bir anlayışla eski normal yaşama dönmeyi arzu ediyor. Ancak, ne olup bittiğini anlamak, sonuçlarını bir durup düşünmek gerekiyor. Bu gidiş nereye?
Virüs hayatımızı yeniden düzenlememize neden olacak ve yaşamımızda geniş bir yer işgal edecektir. Bundan sonrasında, zaman ve çağ insanoğlunu öyle bir yere getirecektir ki; getirdiği yer insan yararına olacaktır. Teknolojik gelişimler insanoğlunun yararına olacak şekilde hızla ilerleyecektir. Eski normal yaşam normal değildi zaten. Normal olsaydı bu yaşananlar gerçekleşir miydi sizce?
Unutmamak gerekir ki; artık dünya bildiğimiz eski dünya olmayacaktır. İnsanoğlunun kibri yüzünden dünya kirlendi. İnsanlar hızlı yaşayarak, yarışarak ve üstte kalan kazanır düşüncesiyle; doğaya, çevreye ve insana acımasızca zarar verdi. Dogmatik, yobaz ve acımasız düşünceler insanları virüsten daha çok yıprattı. Bu süreçten çıkarılacak dersi anlamak için; insanların oturup düşünmesi, yaşananların yasını tutması gerekir. Sonuçları unutulmamalı ki; İnsanoğlu küçücük bir virüsün neler yaptığını anlamalıdır…
Bugün ise, değişim-dönüşüm sürecinde insanoğlunun nereye gideceği ve ne yapacağı henüz belli değildir. Krizler, olaylar, pandemiler sonrası toplumda sosyolojik ve psikolojik bir sarsıntı gerçekleşiyor. Bunlarla mücadele içinde insan hep bilinmeze yol alıyor. Pandemi süreci Çin işkencesi gibidir ama esas hasar pandemi bitince ortaya çıkacaktır. Yaşanan travmaların faturası ağır olacaktır. Şiddeti ve zamanı belli olmayan bir süreçte; ortaya çıkan acılar, travmalar, yaşam sorunları insanoğlunun bağışıklık sistemini güçlendirerek bir sonraki yaşam mücadelesine hazırlayacaktır. Yaşam devam ediyor ve edecektir.
Yaşanan krizler, insanoğlu için düşünme fırsatı yarattı. İnsan hayatı biriciktir, kutsaldır, değerlidir. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik ise öleceğini bilen tek varlık olmasıdır. İnsan ne uğruna yaşamalı, yaşamını nasıl inşa etmelidir? İnsan nasıl dingin ve sakin kalmalıdır? Yeni normal dünyada, yaşam inşa etmek için yeni ve taze fikirlere ihtiyaç vardır.
1990 yıllarda İtalya’da başlayan “citta slow” hareketi sakin yaşama dair oluşturulmuş fikirlerden biridir. Başta artan Fast food tüketiminin hızlanmasına karşı yerel yiyeceklerin önemini hatırlatan bu düşünce, daha sonra şehir düzenine yansımaya başlamıştır. Geleneksel ve organik yaşamın savunulduğu, trafiğin azaltılarak yayalaşmanın artırıldığı, gürültü ve hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik önlemlerin alındığı şehirler, belli kriterler kapsamında “citta slow” yani sakin şehir olarak kabul edilmiştir. Dünyanın pek çok yerinde yavaş-sakin şehirler kurulur oldu. Yavaş yaşam insanlar için cazip hale geldi. Görünen o ki, insanoğlu yaşamın anlam ve manasını daha iyi kavradı.
Ahmet Haşim’in dediği gibi; “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden.” Biraz yavaşlasak ya gerçekten. Hep telaş, koşturma, hep yetişme, geç kalmama… Gerek var mıydı bu kadar hızlı yaşamaya?
Artık bundan sonra acımasız, kibirli ve bencil yaşam anlayışı yok olmaya mahkûmdur. Hızdan ötürü kimseyi arkada bırakmamak gerekiyor. “Biz ne yaptık da sonuç böyle oldu?” diye sorgulayıp dayanışmaya önem vermeliyiz. Büyümek değil, küçülmeyi düşünmek, kanaatkâr olmayı, sakin yaşamayı bilmek gerekiyor. Sağduyunun egemen olması, ekonomik ve psikolojik sorunların üstesinden gelinmesine yardımcı olacaktır.
Pandemi sonrasında tarımsal verim düşeceği için kıtlık yaşanabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. İnsanlar; yavaş yaşamayı, dayanışmayı ve iyilik yapmayı örgütlü bir toplum olarak sürdürebilmelidir. Doğayı korumayı, birlikte ekip dikmeyi, kendinden çok çevreyi düşünmeyi ve birlikte yaşamayı öğrenmeli; yenilenebilir enerjiyi, gıdayı ve dijital çağı da önemsemelidir.
Yeni normal hayatta insanların birbiriyle ilişkisinde değişiklikler olacaktır. İnsan yavaş ve sakin yaşamaya alışacaktır. Henüz alışma evresindeki insanoğlu yeni yaşama çok çabuk adapte olacaktır.
“Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?” Şems-i Tebrizi
Ne dersiniz?
Selametle kalın…
YAVAŞ YAŞAM VE ŞEHİR
Share: